Şem ile Pervane..


 

  Birçok aşk hikayesi vardır kimi acı ile biter kimi sevinç ile biter. Şem ile Pervanenin aşkı acı ile biten bir hikâye. Bu hikâyede Şem karşı koyulamayacak kadar cazibeli, uzak kalınamayacak kadar sıcak, kendinden asla ödün vermeyen dimdik ayakta duran bir maşuk, Pervane ise bu cazibeli, kendinden emin, karanlığın içindeki asil ışık olan Şem için uçan aşık.

  Pervane karanlığın içinden parlayan bir ışık fark eder ne olduğunu anlamaz ama merakına yenik düşüp yaklaşmaya başlar. Önceleri etrafında uzak tan uzaktan döne döne uçmaya başlar. Bir süre sonra bu asil ışığa âşık olur böylelikle aşkla uçmaya başlar Pervane. Artık aşkın alevinin tadına erişemediği için biraz daha yaklaşmaya karar verir. Her yaklaştığında aşkı da hayranlığı da artar. Sonra biraz daha yaklaşır yetmeyeceğini düşünüp biraz daha biraz daha biraz daha derken etrafında döne döne yaklaşmaya devam eder. Yaklaştıkça alevinin sıcaklığını hissetmeye başlar ama asla vazgeçmez daha fazla yaklaşır daha fazla yakın olmak daha fazla hissetmek ister. Aşkına kavuşmayı uman Pervane Şem’e yaklaştığı anda kanadının ucu alevden nasibini alır. Pervane canının acısıyla uzaklaşır. Aşkın acıda verebileceğini öğrenir. Uzak bir yere konar ve aşık maşukunu izler. Acısı biraz olsun dinince tekrar uçmaya başlar Pervane ama bu sefer Şem’in daha yakınına gider. Yaklaştıkça maşukunda yeni yerler keşfeder. Şem’den eriyen parçalar göz yaşı gibi etrafını çevrelediğini görür. Aşık maşukunun göz yaşlarına acı çekmeden tutunmayı öğrenir orada. Böylelikle Şem’e daha yakın olur. Nefesleri nefeslerine karışır aşkın tadına varırlar. Günler böyle geçip giderken Pervane Şem’in yavaş yavaş tükendiğini fark eder. Işığı daha azdır göz yaşları daha fazla. Pervane Şem’in sona yaklaştığını anlar. Alevine daha yakın daha şiddetli şekilde kanat çırpar. Maşukunu kurtaracak bir yol arar ama nafile bulamaz. O’da maşukunun acısına ortak olmayı seçer ve etrafında dönüp dururken Şem’in göz yaşlarının üstüne usulca düşer cansız bedeni. Şem bunu fark eder bu Pervanenin artık olmayışının kantıdır. Şem gözyaşlarını Pervaneye örtü yapar. Onu aşkıyla sarıp sarmalar ve aşklarını sonsuza kadar bir araya getirir.

    Aşk Pervane gibi olana yakışır maşuk olmak ise Şem gibi olana. Sevginin en güzeli nedir? Sevgi fedakârlık mıdır? Aşk acıya katlanmak mıdır? ya da acı çekmeden âşık olmanın yolu var mıdır?

   Pervane gibi âşık olup acıya katlanmanın yolunu bulmak gerek bazen. Ömrümüzü bir amaç uğruna harcamak için aleve katlanmak aşkı hissetmek gerek. Boşuna yaşamak nedendir bu dünyada boşuna ömür harcamak nedendir hiç bilmem. Pervane aleve katlanmayı bilmeseydi Şem in göz yaşlarını fark eder miydi? Sanmam aleve katlanıp sevdiğine ulaşmanın yolunu buldu. Şu zamanda acılara katlanmadan aleve yaklaşmayı göze almadan her şeye sahip olmak istiyoruz biz insanlar. İyi bir işimiz olsun ama acı çekmeden emek vermeden olsun bu diyoruz veya çok sevilmek sevmek istiyoruz ama aleve yaklaşmadan tadına varmadan bizim olsun istiyoruz. Ekşiyi bilemeden tatlının ne kadar güzel olduğunu bilebilir misiniz? Hayır, bilemeyiz. Düşmeden kalkmanın güzelliğini, bakmadan bakmanın güzelliğini bilemezsiniz. Ya çok tembelleştik ya da içimizdeki insanı unuttuk. “Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?” demiş H. Nihal Atsız geri gelen mektup şiirinde. Gerçekten sevmek isteyen kendini gizlemez, yorulmaz, korkmaz, yalan söylemez sadece sevdiğine ulaşmak için yol arar, emek verir, acıya katlanmayı da acıyı dindirmeyi de öğrenir. Sizi alevinize rağmen aleve katlanıp zarar görmeyecek veya zarar vermeyecek bir yoldan sevmeye çalışanı sevin sizde onun üstünü her zaman aşk ile örtecek kadar acısını acınız bilecek kadar sevin. Güzel sevin güzel seve bilmek için yollar bulun kendinize aşkı hissedin… Vesselam..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Toprak ve Ayna "Mevlana"

Hüma'ya Nameler

Hüma'ya Nameler